Kategori

İÇİMDEKİLER

İÇİMDEKİLER

Anneler, Babalar, Büyük Çocuklar

Dedem öldüğünde hepimiz çok üzülmüştük fakat annemin yaşadığı üzüntüyü çocuk aklımla bile çok derinden hissetmiştim. Aradan haftalar geçmişti ama hâlâ anneme sarılmaya çekiniyordum. Çünkü ne zaman ona sarılsam beni göğsüne bastırıp hıçkıra hıçkıra, bir çocuk gibi ağlıyordu. Çocuktu, babasını kaybetmişti. Galiba anne-babasını yitirmek, insanın içine düşen ilk korku. Annesinin bedenini terk ettiğinde başlayor ve bir daha hiç bitmiyor. Bir arkadaşım anlatmıştı;…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

Çocuklar, Takvimler, Aynalar

Perulu kısa öykü yazarı Julio Ramón Ribeyro’nun, Prosas Apátridas adlı kitabında yer alan şu bölüm sanırım benim gibi pek çok babayı derin düşüncelere sürükleyecektir: “Bir baba için en hakiki takvim kendi çocuğudur. Aynalardan ve yıllıklardan çok kendi çocuğumuzda varırız gelip geçiciliğimizin farkına; günden güne eskidiğimizin belirtilerini onda görürüz. Onun çıkardığı diş bizim kaybettiğimizdir; aldığı boy bizden eksilendir; onda ışıldamaya başlayanlar…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

İçindeki Hayvan

Ansızın içinden bir parçanın kopup gittiğini hissettiğinde, bil ki dünyanın herhangi bir yerinde bir benzerin o an ölmüştür. Uzakta, yakında, yanıbaşında belki ama kimse bilmez, anlamaz, anlatmaz.  Eksik kalmış bir vedalaşmanın burukluğunu bırakır geriye. Hani çok geç bulmuş da, doyamamış, kıymetini bilememişsin gibi. Yakıtı bitince kendi içine çöken bir yıldız gibi. İçindeki karanlığı biraz daha büyütür, büyütür. Derken kavramlar birbirine…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

Cenaze Nedeniyle Kapalıyız

Görmüşsünüzdür; bir dükkanın kapalı kapısında veya vitrin camında “cenaze nedeniyle kapalıyız” yazısını pek çok defa. Sizin de içiniz ürperir mi bu notu görünce? Ben merak ederim. Dükkanın sahibi miydi, çalışanı mıydı, yakını mıydı, nasıl bir ölümdü, ani miydi yoksa bekleniyor muydu, genç miydi yoksa vadesi artık dolmuş muydu, çok acı çekti mi, çok acı bıraktı mı, giderken başkalarının ömründen de ömür aldı…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

Renkli Rüyalar Filmi: La Science des rêves

Gerçekle kurguyu tam da böyle, iç dünyamıza yelken açarak, tenimizi okşayarak harmanlayan filmlerin (hele hele içinde bir de aşk varsa!) tadına doyum olmuyor. Galiba içimizdeki çocuğa da el sallıyor, böyle filmlerdeki işte o saf ve sevimli dokunuşlar. La Science des rêves (Rüya Bilimi), son yıllarda izlediğim en melodram yüklü filmlerinden biri. Şaşırtıcı, saf ve masalsı. Böyle filmlerde her şey olur….

Okumaya devam et
Genel, İÇİMDEKİLER

Bir Köyde Gökyüzü Olmak

Şair İlhan Berk’e bir röportajda “ne olmak istediğini” sormuşlar; “Bir köyde gökyüzü olmak isterim” demiş. Yaşadığımız koca koca hayatlar, gökle uzayla yanyana konduğunda kum tanesi kadar küçük kalıyor değil mi? Hepimizin gökyüzünde bir yeri var yaşarken de, sonrasında da. Yüzümüzü yukarı çevirdiğimizde gökyüzünün bize ait parçası beliriyor. O gökyüzünde bazen güneşli mavilikler, göçmen kuşlar, uçurtmalar görüyoruz. Bazı zamanlarda ise sert…

Okumaya devam et
Genel, İÇİMDEKİLER

Başını Omzuna Koyar Gibi

En iyi arkadaşlarınız acınızı, üzüntünüzü, kederinizi paylaşır. En zor zamanlarınızda, yalnızlığınızı giderirler. Fakat bilirsiniz -veya bilmiyorsanız da yaşayarak öğrenirsiniz- ki acı bölüşülünce azalmaz, hatta yayılarak çoğalır. Sizin kederiniz, mutsuzluğunuz en yakınınızdakinin üzerine sıçrar, artık onun da gözlerine geçmiştir, bir süredir gözlerinizi örten bulutlar. Bu yüzden sizi sadece dinleyecek, acınıza ortak olacak, bu acıyı ve kederi kendi içinde hissedecek arkadaşlar ne yazık ki ilacınız,…

Okumaya devam et
Genel, İÇİMDEKİLER

Ayağı Kırılmış Bir At

Ayağı kırılan atları vurup öldürürler. Bazı aşklar tam da öyle biter. Bilirsiniz artık yürümeyecektir. Gözünüzü kapatıp ateşlersiniz silahınızı. Elinize kan bulaşır. Evet, yürümeyecekti dersiniz. İçiniz ferahlasın istersiniz bir an önce. Ama kolay değildir, gözlerinizin içine bakan bir atı öldürmek. Elinize kan bulaşmıştır artık. Öyle kolayca sıyrılamazsınız bu işten, unutamazsınız, gözleri gözlerinizden gitmez. Rüyalarınıza sokulur terli gecelerinizde. Bir atın daha ölmesi neyi…

Okumaya devam et
Genel, İÇİMDEKİLER

Birlikte Söylediğimiz Şarkılar

Şiirler, şarkılar, filmler her geçen yıl biraz daha fazla incitir bizi. Hayat mutlulukları ne kadar çok tattırsa da, en çok acılarımızı taşırız koynumuzda. Acılarını insan daha özenli saklıyor, tuhaf bir değeri oluyor bu acıların. Çok şey öğrettiğinden mi yoksa unutmaya kıyamadığımız kadar değerli hatıraları yüklendiğinden mi bilinmez; aldığımız yaraları, hiç iyileşmemesini ve izlerinin silinmemesini isteyecek kadar çok severiz. Bazı acıları…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

İnsanoğlunun Şafağında Seslerin Dili

Muhtemelen insanoğlu konuşmadan önce iletişim için yine sesleri kullanıyordu. Fakat kensi seslerini değil. Doğada buldukları nesnelerin seslerinden faydalanıyorlardı. Ağaç kovuğuna, taşa, bir hayvanın gövdesine elleriyle farklı şiddetlerde ve farklı şekillerde vurarak yeni sesler keşfettiler. Sonra nefesleriyle nesnelere ses verdiler. Cansız varlıklara bu sayede ruh kazandırdıklarına inandılar. Bu seslerle bir dil oluşturdular. Bu dili kullanarak anlaştılar, nesilden nesile aktardılar bu mirası….

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

Rüstem ile Dilâsa

Acı çektirdiğiniz birinden size acımasını beklemeyin.  Bir seyyah, dağlar ve çöller aşarak uzaklardan haber getiren ulak Rüstem’in yolu bu defa uzundu. Birkaç defa atını ölümün üzerine sürmek zorunda kaldı. Yolda geçirdiği son gece kendisi gibi bir yolcuyla karşılaştı. Rüstem ekmeğini bölüştü yaşlı adamla. Ayrı yollara doğru düşmek üzere vedalaştılar. Doğduğu şehre ölmeye gitmek üzere yollara düşen adam, Rüstem’e sarıldı, alnından…

Okumaya devam et
Genel, İÇİMDEKİLER

Kimseye Yaranamadım

Hayatım boyunca iyi bir insan olarak kalmaya çalıştım. Mutlu ettiğim çok insan oldu. Çok insanın hayatına iyi bir şeyler kattığımı düşünüyorum. Benden haberi olmayan, kimselere söylemeden iyilik yaptığım insanlarım var. İyi bir insan olarak kalmak istedim sadece. İşimde de, özel hayatımda da başarmak için hileye hurdaya başvurmadım. Her sabah aynaya bakarken yüzümde o “iyi insan olarak kalmanın gururu”nu görmek istedim….

Okumaya devam et
Genel, İÇİMDEKİLER

Ölüm Bizim Evimizdir

Bazı mezarlıklar, geceleri karanlık değildir. O mezarlıkların gece ziyaretçileri vardır. Ellerinde fenerler, mumlar, meşaleler, şarap şişeleri. Kadehlerle aydınlatırlar mezarlığı. Arkasına ağlamalar gizlenmiş gülüşlerle… Hayatın gelip geçiciliğine karşı umursamaz durmaya çalışırken bile aslında onun oyununa geliriz ya; işte bunu anlamak insanda bir çaresizlik girdabı doğuruyor. Genetiğimize, DNA’larımıza işlemiş binlerce yıllık korkular, kaygılar, iç sıkıntıları en çok da konu doğum ve ölüm olduğunda…

Okumaya devam et
Genel, İÇİMDEKİLER

Mutluluk Hastalığı

Edip Cansever’in olağanüstü şiiri Ben Ruhi Bey Nasılım, “Niye ölmemeli öyleyse / Yaşamak mutlu bir devinimse.” dizeleriyle bitiyor, korodan önceki son bölümde.  Hayattaki pek çok duyguda olduğu gibi, mutluluk da alabildiğine göreceli, insandan insana, kültürden kültüre değişiyor. Nedir mesela sizi mutlu eden veya eksikliğiyle mutsuzlaştığınız şeyler? Eşyadan bahsedecek olursak; ev, otomobil, yazlık, tekne, bir Fender Stratocaster gitar veya bir Harley-Davidson motor? Örnekleri artırabiliriz…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

Çöl, Rüzgâr, Yıldızlar

Çocukken her gece uyumadan önce balkonda bir süre yıldızları seyreder, uzun süre baktığımda bana yaklaştıklarını düşünürdüm. Gördüğüm binlerce yıldız arasında kendime bir tanesini seçer, onun benim yıldızım olduğunu hayal ederdim. En parlak veya en büyük yıldız olmazdı çoğunlukla. Ama benimdi. Uyumaya giderken el sallar, “iyi geceler güzel yıldız” derdim. Aradan yıllar geçti. Yıldızlarla vedalaşalı çok olmuştu. Bir gece gökyüzündeki karanlığa…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

Gece Otobüsü

Bir gece otobüsüne bindiğimizi hayal et. Birkaç şehir birden geçerek São Paulo’ya varıyoruz. Günleri unutuyoruz burada, kaç zaman geçti! Oradan yine otobüsle Santa Caterina’ya giderken bu şarkı çalıyor radyoda. Otobüsün penceresi yarıya kadar açık. Dışarıda zifiri karanlık. Sen pencereden dışarıyı seyrediyorsun, ben seni. Rüzgarın taradığı saçların yüzümü okşuyor. Omzumda uyuyorsun, saçlarında deniz kokusu. Sabaha karşı Santa Caterina’da açıyorsun gözlerini. Derme…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

Karanlık Oda

Çoğunlukla karşılaşmalar ve geniş arkadaş buluşmalarında bir araya gelirdik. Murat’la, Beşiktaş’ta bir kafede karşılaştığımda yanımda en yakın arkadaşlarımdan biri vardı. Masasının yanından geçtiğimiz sırada sesimizden tanıyıp seslendi. Bir arkadaşını bekliyordu, seve seve kabul edip ona eşlik etmek üzere masasındaki iki boş sandalyeye oturduk. Mezun olup avukatlık için büyük bir adım daha atmasına az bir zaman kalmıştı ve heyecanı her halinden belliydi….

Okumaya devam et
Genel, İÇİMDEKİLER

Suret-i Endâm

Patrick Süskind’in müthiş romanı Das Parfum, koku duyusu olağanüstü seviyede olan Jean-Baptiste Grenouille adlı yarı deli bir adamın sıra dışı hikâyesini anlatıyor. Metrelerce mesafeden herhangi bir şeyin kokusunu tüm ayrıntılarıyla alabilen Grenouille’in en büyük sorunu, kendi kokusunu alamaması. Ömrü boyunca kendi kokusunu arar kahramanımız; genç kızların bedenlerindeki kokuyu çalma derdine düştüğünde de. Hayatın bir yansıması bir bakıma bu roman. Gösterişli anlatımı ve…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

Deniz Kabukları

Çoğunlukla iyi bir dert ortağı, iyi bir dinleyici oldum. Bu sebepten omzumda çok arkadaşım ağladı. Hayata ve ilişkilere dair öğrendiklerimde büyük payı var her birinin. Yanınızda biri acı çekerken, hayata karşı daha sağlam duruyorsunuz. Çünkü onun size yaslanmaya ihtiyacı var. Onlardan biri, beni 5 yıl arayla iki defa arayıp aynı ses tonuyla “orada mısın?” dedi. Sesinin her halinden anlıyordum ne…

Okumaya devam et
İÇİMDEKİLER

Kraków

Bazı hatıralar, hayatımızda önemi olmayan bir şehri, atlaslarımızın başkenti haline getirir. Oraya giden trenler, uçaklar ve yorgun otobüsler için bilet yok! O şehir size yasak! O şehrin caddelerine, parklarına, sokaklarına, kedilerine, mezarlıklarına, kafelerine, restoranlarına, delilerine, sinemalarına, sokak satıcılarına yasaklısınız! Onu ilk ziyaret edişimdi. Kısa ve çekingen bir merhabalaşmanın ardından, akşam yemeği için bir şeyler ve şarap almaya gittik. Dar sokakların…

Okumaya devam et
Çıkış