Her şehrin simgeleri vardır. New York’un ise pek çok simgesi var. Bunlardan biri, geniş caddelerini sarıya boyayan taksileri. Amerika Birleşik Devletleri’nde “Taxicap” olarak anılan bu araçlar, 1960’lardaki sosyal huzursuzlukların yoğunlaştığı dönemde, New York’ta mecburiyetten ortaya çıktı. Mecburiyetin sebebi, suç oranındaki artışa paralel olarak, şehirde yaşayan insanların ulaşımda bazı güvenlik sorunları yaşaması oldu. Taksilerin ayırt edilmesi ve kontrol altında tutulabilmesi için özel bir renk ve medallion olarak anılan özel plakaya sahip olmasına karar verildi. 1967’de New York’taki ilk sarı taksiler yolcu taşımaya başladı. Renk tercihinde, sarının fark edilebilir ve geçicilik hissi vermesi etkin oldu.
New York’ta 60 bin civarında taksi şoförü bulunuyor ve bunların yüzde 80’i göçmen. Özellikle Karayip ve Güney Asya ülkelerinden göçmen olarak ABD’ye gelenler yoğunluk gösteriyor. Nadiren de olsa Türk taksi şoförlerine rastlayabilirsiniz. Benim gördüğüm kadarıyla, Türkler taksiden ziyade, limuzinlerde şoförlük yapıyor. Ha, bahsi geçmişken söyleyeyim, limuzin Amerika’da çok yaygın bir ulaşım hizmeti. Sadece süper zenginlerin değil, özel günlerinde konforlu bir ulaşım hizmeti almak isteyenler limuzin kiralıyor. Bu yüzden sokaklarda boy boy limuzin görmek mümkün.
İleride bir gün New York’a giderseniz, o ünlü taksilere binin. New York’u bu taksilerin penceresinden seyredin. Daha farklı manzaralar göreceksiniz. Unutmadan, Taxicab adının nereden geldiğini de söyleyeyim: Çok ilginç biçimde taximeter ve cabriolet kelimelerinden türetilmiş.
Ekim 2011 – New York/ABD