Bir şehrin karakterini sadece anıt, köprü, bina, park gibi klasikleşmiş simgeleri değil, meydanları da belirliyor. Devasa büyüklükteki meydanlar haricinde, birkaç sokağın açıldığı küçük meydanlar da farklı bir yaşam alanı oluşturuyor. Dolaşırken küçük bir mola vermek için ideal oluyorlar. Avrupa şehirlerinde rastlamanız olası. Bu küçük meydanların göbeklerinde genellikle bir heykel veya fıskiye bulunur. Çevresinde banklar, meydanın etrafını saran binaların altlarında da masaları kaldırıma taşmış kafe ve restoranlar bulursunuz. İlk bakışta size soğuk ve kişiliksiz gelen bir şehre bir şans daha verip, hayatın sıradan haliyle aktığı sokaklara daldığınızda bu meydanlar sizi karşılar. Belki o zaman seversiniz bu küçük ve basit gibi görünen şehirleri.

Ağustos 2011 – Brüksel/Belçika