Tag

Belçika

İÇİMDEKİLER

Avluya Açılan Pencere

Şehirlerin iç içe geçmiş, kayboldukça ve uzun vakit geçirdikçe ancak görebileceğiniz mekanları ve detayları bulunuyor. Bence en güzel mekanlar, turist gözüyle değil, kaybolur gibi dolaşırken tesadüf ediyor. Küçük Avrupa şehirlerine gidenlerin en büyük yakınması genellikle gezilecek, oturulacak az yer olmasından. Merkezdeki mutlaka görülmesi gereken yapıları, meydanları ve mekanları gördükten sonra “Eee, bu kadar mı?” diye soruyor insan haklı olarak. Değil…

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Ayrıntılar Cumhuriyeti
20/02/2012
İÇİMDEKİLER
Bir Binanın Görkeminde Oturmak
03/02/2012
İÇİMDEKİLER
Akşama Doğru
05/01/2012
İÇİMDEKİLER

Ayrıntılar Cumhuriyeti

Küçük şeyler asla küçümsenmeye gelmiyor. Önemsiz gibi görünen detayların esasında hayatımızın bütününde, aldığımız kararlarda veya insiyatifimiz haricinde gelişen tesadüflerde ne kadar da etkin olduğunu zaman içinde anlıyoruz. Çağrışımlar da öyle. Âşık olmak büsbütün bir çağrışım oyunudur. Çağrışım perileri hiç bilmediğimiz bir oyun düzenler. Hoşumuza giden, nefesimizi kesen, tüylerimizi diken diken eden, kalbimizi ürkek bir kuşun kanat çırpması gibi attıran yegâne…

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Avluya Açılan Pencere
28/02/2012
İÇİMDEKİLER
Bir Binanın Görkeminde Oturmak
03/02/2012
İÇİMDEKİLER
Akşama Doğru
05/01/2012
İÇİMDEKİLER

Bir Binanın Görkeminde Oturmak

Avrupa’da en küçük şehirlerin bile çoğunda tren garları müthiş görkemli binalara sahip. Gittiğim Avrupa şehirlerinde, merkez istasyonlarını görmek için mutlaka fırsat yaratıyorum. Dışarıdan bakarken sunduğu ihtişam, içeride çok farklı bir yüzünü gösteriyor. Belçika’nın en güzel üç şehrini dolaşma fırsatı buldum şimdiye kadar. Brüksel, Brugge ve Antwerp. Bu fotoğrafı, Anvers’te, otobüs durağında beklerken çektim. Farklı açılardan bakmış ve değişik kareler denemiştim….

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Avluya Açılan Pencere
28/02/2012
İÇİMDEKİLER
Ayrıntılar Cumhuriyeti
20/02/2012
İÇİMDEKİLER
Akşama Doğru
05/01/2012
İÇİMDEKİLER

Akşama Doğru

Günün farklı evrelerinde, içinde bulunduğumuz mekan da, şehir de farklı renklere ve kişiliklere bürünüyor. Gökyüzü her yerde aynı mı? O da değişiyor. Binalar, duvarlar, yollar, meydanlar, kediler, sokak lambaları, kaldırımlar, masalar, saksılar, pencereler… Her şey bu değişim için el birliği yapıyor. Bizler de hem bir parçası, hem de tanığıyız. Güneşin doğmadan hemen önce ve battıktan hemen sonraki evreleri benim için…

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Avluya Açılan Pencere
28/02/2012
İÇİMDEKİLER
Ayrıntılar Cumhuriyeti
20/02/2012
İÇİMDEKİLER
Bir Binanın Görkeminde Oturmak
03/02/2012
İÇİMDEKİLER

Gözleri İçine Düşmüş Kırık Bir Kukla

Az bir zamanınız kalmıştır. Bir şeyleri bir an önce yaşamak ve her şeyi sizden sonrasına ayarlamak için vaktiniz daralmaktadır. Geriye doğru sayılan yıllar aylara, aylar haftalara, haftalar da günlere dönmüştür. İçiniz sıkılır; hiçbir şey eski tadını vermemektedir artık. Ne bileyim. Mesela çok sevdiğiniz bir şehirde yağmurdan ıslanmış taşlara basarak yürümek, bir kafede oturmak, Tom Waits’in sesi gibi koyu bir fincan…

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Avluya Açılan Pencere
28/02/2012
İÇİMDEKİLER
Ayrıntılar Cumhuriyeti
20/02/2012
İÇİMDEKİLER
Bir Binanın Görkeminde Oturmak
03/02/2012
İÇİMDEKİLER

Meydandaki Bahçe

Kime Brüksel’den bahsetsem, hemen ne kadar kasvetli, renksiz, kapalı, heyecansız, cansız olduğundan dem vurur ve güzel sözler söylüyorsam “of ne buluyorsun o sıkıcı şehirde” gibi bir cümleyle de yüzlerini ekşitirler. Şu ana kadar Brüksel’den güzel sözlerle bahseden birkaç insan tanıdım. Şu ana kadar dört defa Brüksel’e gitme şansım oldu. İkisi iş içindi. İki defa da ben bilerek ve isteyerek gittim….

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Avluya Açılan Pencere
28/02/2012
İÇİMDEKİLER
Ayrıntılar Cumhuriyeti
20/02/2012
İÇİMDEKİLER
Bir Binanın Görkeminde Oturmak
03/02/2012
İÇİMDEKİLER

Küçük Meydanlar Şehri

Bir şehrin karakterini sadece anıt, köprü, bina, park gibi klasikleşmiş simgeleri değil, meydanları da belirliyor. Devasa büyüklükteki meydanlar haricinde, birkaç sokağın açıldığı küçük meydanlar da farklı bir yaşam alanı oluşturuyor. Dolaşırken küçük bir mola vermek için ideal oluyorlar. Avrupa şehirlerinde rastlamanız olası. Bu küçük meydanların göbeklerinde genellikle bir heykel veya fıskiye bulunur. Çevresinde banklar, meydanın etrafını saran binaların altlarında da…

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Avluya Açılan Pencere
28/02/2012
İÇİMDEKİLER
Ayrıntılar Cumhuriyeti
20/02/2012
İÇİMDEKİLER
Bir Binanın Görkeminde Oturmak
03/02/2012
Genel, İÇİMDEKİLER

Kadınlar Seyredilişlerini Seyrederler

John Berger, bir yazısında erkeklerin davrandıkları gibi, kadınların ise göründükleri gibi olduklarını ifade ediyor. Berger’ın şu sözü ise yazının en can alıcı kısmını oluşturuyor: “Erkekler kadınları seyrederler. Kadınlarsa seyredilişlerini seyrederler.” Dünyanın önde gelen sanat eleştirmeni ve entelektüellerinden John Berger’a göre bu durum, yalnız erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkileri değil, kadınların kendileriyle ilişkilerini de belirliyor. Kadının içindeki gözlemci erkek, gözlenense kadındır. Böylece…

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Avluya Açılan Pencere
28/02/2012
İÇİMDEKİLER
Ayrıntılar Cumhuriyeti
20/02/2012
İÇİMDEKİLER
Bir Binanın Görkeminde Oturmak
03/02/2012
İÇİMDEKİLER

Aynı Vagonda

Tren yolculuklarında mesafe uzadıkça, yolcular arasında tanışma ve sohbet etme ihtiyacı da artıyor. Belçika’nın refah seviyesi en yüksek şehri Antwerp’ten, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin de başkenti olan Brüksel’e giderken, aradaki mesafe çok kısa olsa da konuşmak için bir bahane bulundu. Bizim alıştığımız tarzda yaz iklimini birkaç hafta yaşayabilen bu bölgenin insanları için hava durumu en önemli sohbet konularından biri. Fakat…

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Avluya Açılan Pencere
28/02/2012
İÇİMDEKİLER
Ayrıntılar Cumhuriyeti
20/02/2012
İÇİMDEKİLER
Bir Binanın Görkeminde Oturmak
03/02/2012
Genel, İÇİMDEKİLER

Sonsuzluğun Zıttı Unutulmaktır

Onunla birlikteyken, konuşurken, gülerken ve gündelik hayatı yaşarken de unutulabilirsiniz. Unutulmanın mesafeyle bir ilgisi yok. Mesele fiziksel uzaklık değil ki zaten. Başka bir uzaklık. Sonra sonra fark edilen bir uzaklık. Sonsuzluğun zıttı unutulmaktır. Haziran 2011 – Brugge/Belçika [box type=info] Kamera: Canon EOS 550D   F durağı: f/2.8  ISO hızı: ISO-400 Poz süresi: 1/1600 sn. Odak uzunluğu: 36 mm [/box]

Okumaya devam et
İlgili Yazılar
İÇİMDEKİLER
Avluya Açılan Pencere
28/02/2012
İÇİMDEKİLER
Ayrıntılar Cumhuriyeti
20/02/2012
İÇİMDEKİLER
Bir Binanın Görkeminde Oturmak
03/02/2012
Çıkış