Geçtiğimiz günlerde yolum Rize’ye düştü. Sel felaketinden 2 gün sonra oradaydım. Selin izlerini yollarda, dere kenarlarında ve Karadeniz kıyısında görmek mümkündü. Konuştuğum yöre insanları, Doğu Karadeniz’in daima yoğun yağışlı olduğunu; sel afetlerinin son yıllarda sıklaşmasının, Karadeniz Sahil Yolu’ndan ve iç kesimlerde dere yataklarındaki doğa katliamlarından kaynaklandığını söylüyor.

Pazar’dan dönüşte, deniz kıyısında şöyle bir manzarayı karşımda buldum. Gökyüzü suratını asmış, dalgalar yaramaz bir çocuk gibi kıyıyı aşındırıyor. Koyu, gri, kasvetli, biraz yeşil bir manzara… Yağdı yağacak bir manzara. Ha, bir de, dokunda ağlayacak gibi bir şey. Karadeniz bu, hep içinden ağlar.

Şu dalgalara yol mu dayanır, setler mi dayanır! Biz insanlar dilediğimiz kadar inşaatla dolduralım dere yataklarını, deniz kıyılarını. Deniz kendinden olanı alacak bir gün nasıl olursa. Er ya da geç.
Eylül 2011 – Rize/Türkiye