O evde, Hamburg’un uzak ve pis bir mahallesinde, badanası kabarmış ve sıvası derin çatlaklarla dökülmüş işgal evinde tamamen yabancısı olduğum insanlarla yaşıyorum. Kaç gün, kaç hafta…

Neden ve nereden geldiğimi, ne kadar kalacağımı soran kimse yok. İşleyişe tamamen uymam hiç sorun olmuyor. Çünkü bir işleyiş yok.

Evin içi ne kadar soluk ve griyse, dışı o denli gösterişli ve rengarenk. Tıpkı o zamanki halim gibi.

Bense o evde, sen benden yıllarca uzaktayken, ilk defa sana bu kadar yaklaştığımı hissettim. Yerin altı adım altında. Sen artık yoksun. Belki de hiç olmadın.