Son zamanlarda en çok dinlediğim şarkıcılardan biri Jay-Jay Johanson. Ondan bahsetmek istiyorum biraz… Melankolik olduğu kadar görkemli bir sese sahip leziz bir şarkıcıdır benim nazarımda. şarkılara göre tutumunu belirleyen bir adam. ses rengi diye bir şey var ya, bu adamın sesi rengarenk. portishead’in üzerine kaymaklı kadayıf niyetine dinlenebiliyor (veya tam tersi)… bu adamın şarkılarını ipod’umdan dinlerken, nereden başladığımı bilmediğim düşüncelere dalıyorum -ki bu hayra alamet değildir-. ve nedense hep sonbaharlarda gelip buluyor beni böyle adamlar ve kadınlar. (blonde redhead, portishead, björk vb örneklere zaman zaman değineceğim.)
onu ilk “so tell the girls that i m back in town”la tanıdım. meğer bu şarkıda çok farklı bir adam olmuşmuş, sonra sonra anladım bunu. derken başka şarkılarda, başka seslerle söyledi hep. on the radio onun en leziz şarkılarından bir başkası. klibini de bulup izlemenizi tavsiye ederim. özetle, jay-jay’i dinleyin ve sonra beni arayın.
Süper dinlendirici arada bunalıma sokucu bir insandır ama gerçekten çok severim parçalarını.