Uzandım koltuğa.

Ellerimi başımın altında kavuşturdum. Şimdi fark ettim, avizenin üç lambasından sadece birinin yandığını. Diğer ikisi ne zaman bozuldu kim bilir.

Uzandım koltuğa.

Bugün doğum günüm. Her yıl 20 Ekim’de kendime “artık çocuk olmadığımı” söylüyorum; ertesi gün yine unutuyorum.

Uzandım koltuğa.

Yan odada Bob Dylan çalıyor. Mr. Tambourine Man’i söylüyor. Bu şarkı, bir doğum günü hediyesi.

Teşekkürler Bob, teşekkürler.

Hey Tamburi Efendi, bir şarkı çal bana
Uykulu değilim ve gidecek bir yerim yok
Hey Tamburi Efendi, bir şarkı çal bana
Sabahın şıngırtılı gürültüsünde seni izlemeye geleceğim

Hey Tamburi Efendi, bir şarkı çal bana
Siyah beyaz olsun eski şarkılar gibi
Hani New Orleans yollarında yük treni
Hani bir vagonun tepesinde iki gezgin
Rüzgarda inleyen bir ağız mızıkası
Hey Tamburi Efendi, hadi bir şarkı çal bana