Bazı danslar iki kişilik. Konuşurlar karşılıklı. Dışarıdan bu sohbeti izlemek, vücutlarıyla konuşmalarına tanık olmak büyük bir keyif sunar. Bezense tek başına dans eder insan. Bir mecburiyet değil, tercihtir. İkiden fazla insanın dansı da çok farklı bir görsel zenginlik sunuyor. Bir koro gibi, bir orman gibi. Kalabalık danslar çok uzun bir hikayeyi, farklı insanların dilinden aynı anda anlatmak gibi. Kadınlar ve erkekler dans ederken her zamankinden özgür olurlar. Başka insanların kolları, omuzları, gövdesiyle güç alır dansçı.

Hep imrenerek izlerim dansçıları. Dansın her türünden kendine özgü bir dil var gibi geliyor bana. Fakat sadece izleyenlere anlatmak için değil, kendi aralarında konuşmak için de kullandıkları bir dil bu. Yani bize dansla anlattıklarıyla kendi aralarından konuştukları sanki çok farklı şeyler. Orada farklı şeyler oluyor. Bizim bilmediğimiz, duymadığımız, göremediğimiz şeyler. Bunu anlamanın tek yolu, onlardan biri olmak.

Haziran 2009 – Dubrovnik/Hırvatistan