Günün farklı evrelerinde, içinde bulunduğumuz mekan da, şehir de farklı renklere ve kişiliklere bürünüyor. Gökyüzü her yerde aynı mı? O da değişiyor. Binalar, duvarlar, yollar, meydanlar, kediler, sokak lambaları, kaldırımlar, masalar, saksılar, pencereler… Her şey bu değişim için el birliği yapıyor. Bizler de hem bir parçası, hem de tanığıyız. Güneşin doğmadan hemen önce ve battıktan hemen sonraki evreleri benim için çok özel. Güneşin doğuşuna veya batışını kast etmiyorum. Onun ayrı bir büyüsü olduğu kesin. Bir günün başlama heyecanı ve bitiş telaşı benim için daha seyirlik görüntüler sunuyor. Sabaha doğru sokaklar boştur. Kediler ve deliler dolaşır kaldırımlarda belli belirsiz. Akşama doğru ise insanların hükmü sürer. Bir yerlerden gelen, bir yerlere giden insanlar. Ellerinde çantalar, poşetler. Bir hazırlık olduğunu fark edersiniz. Siz de bu telaşın bir parçası olursunuz kenarda durup bakmadığınızda.

Ağustos 2011 – Brüksel/Belçika